İsim Analizi

Vakfımızın ismi olan “Mektephane”, Arapça bir kelime olan “mekteb” ile Farsçadan Türkçeye geçen “hâne” kelimelerinden terkip edilmiştir. Mekteb, sözlükte “yazmak” anlamına gelen “ketb” mastarından mekân ismi olup “yazı yazılan yer” demektir. Hâne ise Osmanlılarda birçok kurum isminde kullanılmış olup, “ev, bina, ikâmetgâh, aile” gibi anlamlara gelmektedir. Osmanlı döneminde ilköğretim kurumu manasını karşılayan “mektephane” terkibi; muallim hane, mahalle mektebi, mekteb-i sıbyân, mekteb-i ibtidâî, daruttalim, darulilm gibi isimlerle de anılmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı eğitim sisteminin ibtidâ merhalesini oluşturan mektephanelerin ilk örnekleri farklı şekilde isimlendirilmiş olsa da Hz. Ömer dönemine kadar uzanmaktadır. Mektephane ismiyle hizmet veren kurumların varlığına ise Osmanlı dönemine ait belgelerde rastlanılmaktadır.
Bayezid Han’ın kendi adını taşıyan camiinin güney tarafına yaptırdığı mektebin vakfiyesinde, “Mektebhânede muallim ve halife olanlar talim-i Kelâm-ı Kadim ve Kur’an-ı Azim edeler.” ifadesi bu kurumların kadim gelenekten beri üstlenildiği, çocuklara Kur’an-ı Kerim öğretme görevini açıkça ifade etmektedir. Ayrıca vakfiyede geçen “Mektebhânede hafız olan, namazın kurallarını ve şartlarını bilen, en önemlisi çocuklara öğretim vermeye uygun bir kişinin çocuklara Kur’an-ı Kerim’i, namaz ile ilgili hususları öğretmesi” şeklindeki ifade, mektephanelerde Kur’ân-ı Kerîm öğretiminin yanı sıra ilmihal bilgilerinin de verildiğini göstermektedir.
Mecdi Çelebi’nin Terceme-i Şekâyık-ı Nu’maniyye’sinde (s. 236) şu ifadeler bulunmaktadır: “Ve dahi meydân cânibinde olan dükkânların ardında hucurâta muttasıl bir mektebhâne binâ eyledi.” Aynı şekilde Osmanlı arşivinde bulunan 1178 tarihli bir belgede (AE.SMST.III, 38-2669) “Kudüs’te bulunan Seyfi Mencik Paşa Mektebhânesi Vakfı” ibaresi geçmektedir. 1245 tarihli bir diğer belgede de bir mektephane vakfından bahsedilmektedir. Üsküp’te bulunan Kaçanikli Mehmed Paşa Vakfiyesi’nde vâkıf şöyle tahrir etmiştir: “Müceddeden bina ettiğim mektebhânede Sarf ve Nahv’e ve hüsn-i hatta mâlik ehl-i ilm kimesne yevmî altı akçe ile muallim ola”.
Görüldüğü üzere Osmanlı döneminin önemli eğitim kurumlarından olan ve temel eğitimlerin verildiği mektephanelerin varlığı Orta Doğu’dan Balkanlar’a kadar görülmektedir. Nitekim adını tarihe yazdıran ve İslami ilimleri nesilden nesile aktaran alimlerimiz ilk eğitimlerini bu müesseselerden almaktaydı.
Bizler de Mektephane Vakfı ailesi olarak “İmanlı genç nesilden aldığımız güçle geleceğe yatırım” düsturuyla birlikte, çocuklarımızın en iyi şekilde İslami eğitimlerini almasında ilk basamak olan ve bize geçmişimizden miras kalan bu geleneksel yolu devam ettirmeye gayret etmekteyiz. Tevfik, yüce Allah’tandır…